Teknoloji, Kardinaller Meclisi’nin gizliliğini tehdit ediyor: Vatikan ne yapıyor?

REKLAM

Papa Francis’in Paskalya'nın son günü hayatını kaybetmesinin ardından dünya yas tutmayı sürdürürken, halefini belirleyecek Kardinaller Meclisi öncesi Vatikan Şehri'nde güvenlik hazırlıkları hız kazandı.

Kardinaller Meclisi, yas süreci ve lojistik hazırlıklara olanak tanımak amacıyla Papa’nın ölümünden yaklaşık 16 gün sonra, Çarşamba günü başlayacak.

Katolik dünyasının yeni liderini belirleyecek oylama, Vatikan’daki Sistine Şapeli’nde gerçekleştirilecek. Dünyanın dört bir yanından gelen 135 kardinal, kapalı kapılar ardında oy kullanacak.

Geçmiş konklavlarda Vatikanlı ve İtalyan yetkililer, seçim sürecinin gizliliğini korumak için anti-drone sistemlerinden elektronik sinyal bozuculara, hatta geleneksel yeminlere kadar çeşitli yöntemlere başvurmuştu.

Ancak son 12 yılda teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, bu kez daha karmaşık güvenlik önlemlerini gündeme getiriyor. Seçimin gizliliği, yeni nesil dijital tehditlere karşı nasıl korunacak?

Hava sahası kısıtlaması ve insansız hava aracı önlemleri

Papa Francis’in cenaze töreni için alınan güvenlik önlemleri kapsamında, İtalyan gazetesi Corriere della Sera, yetkililerin Roma üzerinde tespit edilebilecek insansız hava araçlarını etkisiz hale getirmeye hazır “anti-drone bazukaları” bulundurduğunu yazdı. Bu önlem, mevcut uçuş yasağını ihlal edebilecek drone’lara karşı alındı.

Gazete ayrıca, anti-drone sistemlerinin yer tabanlı frekans ve cep telefonu iletişimini bozabilen sinyal karıştırıcı teknolojilerle birlikte kullanılacağını da belirtti.

Euronews Next, İtalya İçişleri Bakanlığı’na ulaşarak bu önlemlerin yalnızca cenaze töreni için mi geçerli olduğunu ve uçuşa yasak bölgenin Kardinaller Meclisi sırasında da uzatılıp uzatılmayacağını sordu. Ancak yayın saati itibarıyla herhangi bir yanıt alamadı.

Vatikan’da güvenlik, iki ana birim tarafından sağlanıyor: İsviçre Muhafızları ve Vatikan Şehir Devleti Jandarma Kolordusu.

İsviçre Muhafızları sözcüsü, görevlerinin “hassas doğası” gereği, Kardinaller Meclisi'nde uygulanacak güvenlik önlemleri hakkında bilgi veremeyeceklerini ifade etti. Euronews Next’in iletişime geçtiği Papalık Jandarması ise soruya yanıt vermedi.

Sızıntılara karşı geçmişte uygulanan teknolojik önlemler

Mevcut güvenlik önlemlerinin bir kısmı gizliliğini korusa da, 2013’te Jorge Mario Bergoglio’nun Papa Francis olarak seçildiği Kardinaller Meclisi'nden bazı ipuçları çıkarmak mümkün.

Reuters’in 2013 tarihli haberine göre, Sistine Şapeli’ne geçici bir “sahte zemin” döşenmiş, elektronik sinyalleri engellemek için sinyal bozucu cihazlar yerleştirilmişti.

Ayrıca, Vatikan yetkilileri hem şapeli hem de kardinallerin kaldığı misafirhaneyi gizli dinleme cihazlarına karşı özel tarayıcılarla kontrol etmişti.

İtalyan La Stampa gazetesi ise, bilgi sızıntısını önlemek amacıyla Sistine Şapeli’nin etrafına bir Faraday kafesi kurulduğunu yazmıştı. Bu özel metal yapı, elektromanyetik sinyallerin içeri ya da dışarı geçmesini engelliyor.

Sıkı güvenlik kuralları aslında 1996 yılına kadar uzanıyor. Eski Papa II. Jean Paul döneminde, elektronik düzenleyiciler, radyolar, gazeteler, televizyonlar ve kayıt cihazları yasaklanmıştı.

REKLAM

Aynı kurallar, Kilise'nin geçici lideri Camerlengo’nun, şapelde gizlice kurulmuş olabilecek görsel-işitsel ekipmanlara karşı “teknik uzmanlara” yaptıracağı titiz kontrollerle her türlü sızıntıyı önlemesini şart koşuyordu.

Eski bir gizlilik yemini

Sızıntıları önlemeye yönelik bir diğer strateji ise, sürece dahil olan kişilerin etmek zorunda oldukları sıkı yeminler.

Kardinaller Meclisi başlamadan birkaç gün önce, personel, görevliler ve kardinaller, yeni Papa seçildikten sonra bile, “özel izin ve açık yetki” verilmedikçe hiçbir verici, alıcı ya da fotoğraf ekipmanı kullanmayacaklarına dair yemin ederler.

Kardinaller Meclisi'nin ilk oturumunda ise, tüm kardinaller, “Papa seçimiyle ilgili tartışmalar hakkında mutlak gizlilik” sözü verir.

REKLAM

Seçim süreci boyunca, kardinallerin birbirlerine ya da dış dünyaya mektup, yazı veya herhangi bir basılı materyal göndermeleri yasaktır. Gazete ve dış kaynaklara erişim de tamamen engellenir.

Bu yeminleri ihlal eden herkes, doğrudan Apostolik Makam tarafından aforoz edilir.

Ancak tüm bu önlemler, bilgi sızıntısını her zaman önleyemiyor.

2005 yılında bir Alman kardinal, Joseph Ratzinger’in Papa seçildiğini en kıdemli diyakon kardinalin geleneksel "Habemus Papam!" – "Bir Papamız var!" açıklamasından önce Alman medyasına sızdırmıştı.

REKLAM

Papa Francis de bu kurala bizzat aykırı davrananlar arasında. Geçen yıl yayımlanan bir kitabında, 2005’teki seçimde Papa Benedict XVI’nın seçilmesini engellemek amacıyla yapılan başarısız bir girişimi ifşa ederek, gizlilik geleneğini açıkça ihlal etti.



Haber Kaynak : TR.EURONEWS.COM

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."